ÇOBAN YILDIZINA İLK BAKIŞ

Kadrosunda selin şekerci olduğunu okuduğumdan beri merak içinde beklediğim işlerden biriydi.Selin şekerci bugüne kadar canlandırdığı bütün karakterlerin altından ustalıkla kalktığı gibi bu karakteri de kusursuz denebilecek bir oyunculukla canlandırmış.Ve kendisi hakındaki önyargıları yerle bir etmiş.Konusu itibariyle de TÜRKİYE’NİN en büyük sorunlarından biri olan bu durumu yerinde ve gerektiği kadar duygusallıkla,gereksiz ajitasyona başvurmadan olabildiğince yalın anlatmayı başarmışlar.ÇOBAN YILDIZI’NIN yapım şirketi most prodiksiyon kadın hikayelerini anlatma konusunda çok ama çok başarılı bir yapım.

Hatırlarsanız HAYAT ŞARKISI ve MERHAMET’TE onların elinde çıkma işler,ve ikisi de bu anlamda benim nazarımda bir marka.Bir seyirci olarak bir oyuncuyu izlerken beni en çok tatmin eden durum,oyuncunun canlandırdığı karakterlerde ve oyunculuğunda kendini tekrar etmemesi.Bu anlamda SELİN ŞEKERRCİ benim gözümde tebrik edilmesi gereken oyunculardan.Çünkü oyunculuk kariyerinin başından bugüne kadar canlandırdığı hiçbir karakter birbirine benzemeyor.Her biri birbirinden tamamen bağımsız karakterler…

Malumunuz çoban yıldızı babası tarafından kendisinden yaşca büyük bir adamla evledirilmek zorunda bırakılan ZÜHRE’NİN hikayesi.Öncelikle şunu söylemeliyim ki senaryoyu ilk bölüm için son derece başarılı buldum.Özellikle ilk bölüm giriş sahnesini hikayenin derdini anlatması açısından çok beğendim.Bazı hikayelerde olaylar sündükçe sünüyor ve siz ilk bölüm sonunda bile hikayeden ne anlamanız gerektiğini bilmeden kalkıyorsunuz ekranın başından. Bu yanılgıya düşmedikleri için bir seyirci olarak teşekkür ediyorum.

Bakalım sırmanın ZÜHRENİN kaçmasına yardım etmesi zühre için hangi yeni olayların başlamasına sebep olacak.Bu arada söylemeden geçmeyeceğim bir şey var, o da KAPADOKYA’NIN büyülü atmosferi diziye çok yakışmışmış, hikayeyi daha gerçekci kılmış.Şahsen ben genelde mekan olarak dekor kullanılmasını birkaç istisna dışında samimi bulmuyorum.Çekim mekanı olarak yaşayan yerlerin kullanılması bana daha akıllıca bir hamle geliyor.Çünkü inandırıcılığı daha yüksek oluyor böyle mekanların.ÇOBAN YILDIZI perşembe günü gibi zor bir günde aldığı reytingle rekabeti kızıştırdı.Böyle durumların sadece kurguda kalması hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemesi dileğimle,bu şahane bölüm için ayrıca teşekkür ederim.Şimdilk sevgiyle…

İLERLEYEN YILLARDA ROMANTİK KOMEDİNİN MİHENK TAŞI OLARAK HATIRLAYACAĞIMIZ NO309’A ŞİMDİKİ ZAMANDAN SEVGİLERLE

Romantik komedi türündeki diziler veya filmler benim her zaman izlemekten son derece keyif aldığım işler olmuştur.Ama malesef bu türde başlayan işler TÜRKİYEDE ya fazla uzun ömürlü olmuyor yada romantik komedi olarak başlasa bile belirli bir süre sonra dram türüne kayıyor.Bunun sebebi galiba TÜRK halkının ağır dram işlere daha çok ilgi göstermesinden kaynaklı.Bu durumun şuan ekrandaki tek istisnası NO:309 bence.Başladığı günden bu güne çizgisinde en ufak bir bozulma dahi olmadan devam ediyor.Üstelik her bölüm her bölüm işin üstüne biraz daha koyarak.Sektördeki zor şartlar hepimizin malumu.Bu zor şartlar içerisinde bile hikayeyi bu kadar dinamik tutmak alkışlanması gereken büyük bir başarı.Bu başarıda en az oyuncular kadar senarist ASLI ZENGİN’İN de büyük payı var.Hazır ASLI ZENGİNDEN bahsetmişken şunu söylemeden geçemeyeceğim , beni sinemada da romantik komedi türüyle tanıştıran isimdir ASLI ZENGİN.Bu sebeple benim için yeri her zaman ayrıdır.Ama no:309’un başarısının sebepleri sadece bu saydıklarımla sınırlı değil elbette.Bunlardan birtanesi de neredeyse mükemmele yakın şahanelikteki cast seçimi.Bu yüzden cast direktörünü ayrıca tebrik etmek lazım.Ama bence oyuncu kadrosundaki en süprizli iki isim cihan ercan ve ceren taşcı yani erol ve filiz.Karşılıklı oynarken o kadar doğallar ki tüm sahnelerine ekran karşısından kahkalarla eşlik ediyorum.Dizideki en sevdiğim karakterler(oyuncular) üzerine konuşmayı yazının son kısmına bıraktım.Siz kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır zaten ama ben yine de söyleyeyim evet FURKAN PALALI ve DEMET ÖZDEMİR’DEN bahsediyorum.Öncelikle bir şey itiraf ederek başlayım,dizinin ilk bölümlerinde belki ”onur” karakterinin o zamanki yaşadığı evrelerden dolayı mı bilemiyorum FURKAN PALALI’YI biraz soğuk bulmuştum.Ama sonraki haftalarda karakteri öyle güzel yansıttı ki şuan tamamen aksini düşünüyorum.Gerçekten oyunculuğuyla bambaşka bir yerde gözümde.Yolu hep açık olsun.Ve demet özdemir sanki hakkında ne söylesem eksik,yetersiz kalacak gibi ama müsadenizle bir, iki kelam etmek isterim.Oyunculuğuyla ilgili zaten söylenecek çok fazla bir şey yok, muhteşem ama benim en sevdiğim özelliği samimiyeti.Gülüşünden dahi bunu hissedebiliyorsunuz.Hiç ama hiç eksik olmasın ekranlardan.NO:309’da emeği olan gördüğümüz,görmediğimiz herkese emekleri binlerce teşekkürler.Ekranda NO:309 gibi sıcak samimi işlerin artması dileğiyle şimdilik sevgiyle…

İKİ ATEŞ ARASINDA-CESUR VE GÜZEL 15.BÖLÜM

Cesur ve güzel ‘de cesur ve sühan dışında en sevdiğim şeylerden biri de aksiyonun hiç eksik olmaması.Dün akşamda yine çok hareketli bir bölüm izledik.Yetişkin bir TAHSİN KORLUDAĞ her zaman kedi gibi düşebilir nitekim dün akşam da öyle oldu.Bu durum sühan’ın kafasının yeniden karışmasına dolayısıyla da sühanın cesurla arasına yeniden kalın duvarlar örmesine sebep oldu.Babasına çok düşkün bir genç kız olarak olaylara SÜHAN tarafından bakınca ona hak veriyorum;çünkü bence ”BABALAR KIZLARININ İLK AŞKLARIDIR.” sözü klişe gibi görünebilir ama çok bir tespit bence.Bu yüzden SÜHAN’DAN tam anlamıyla tarafsız olmasını beklemek yalnış evet ama karşısına çıkan ilk soru işaretinde babasının yanında yer alıp onu savunmaya başlamasıda tartışılması gereken bir konu bence.Dünkü bölümü izlerken yeni gelen savcının tahsinle geçmişten gelen bir hesabının olduğunu hissettim nedense.Şimdilik tarafsız gibi görünüyor ama aslında içten içten cesurun tarafında gibi.Bakalım ilerleyen bölümlerde tahsin ve savcı arasındaki ilişkinin ne boyutta ne olduğunu göreceğiz.Gelelim adalet korludağ’ın korkulu rüyası haline gelen abisi RIZA ÇIRPICI’YA…

Ne yalan söyleyeyim yiğit özşener’in cesur ve güzel kadrosunda olduğunu duyduğumdan beri merak ve heyecanla onu izlemeyi bekliyordum.Ve nihayet dün akşam itibariyle istediğim oldu.Kendisi gerçekten ekrana çok yakışan biri.Muhteşem oyunculuğunun yanında çok farklı bir ışığa sahip.Onu izlemek benim için olduğu gibi hepiniz için büyük keyiftir eminim.Hele bir de oynadığı karakter kötü bir karakter ise ayrı bir hayranlıkla izlersiniz onu bkz ezel ve dudaktan kalbe canlandırdığı karakterler:cengiz ve cemil ki sanıyorum rıza da öyle bir karakter.Her ne kadar istanbul kırmızısı filminin hazırlıkları sebebiyle cesur sühan sahneleri az da olsa bölüm son derece keyifliydi.Yeni bölümü şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum şimdilik sevgiyle…

İMDB’ye Göre En Popüler 10 Dizi

1. Walking Dead

2. Westworld

3. Vikings

4. Fuller House

5. Game of Thrones

6. Black Mirror

7. Shameless

8. This is Us

9. Arrow

10. Flash

Liste gerçekten sağlam olmuş. Buradakilerden Shameless ile Westworld şu an 1. sezondayım. Westworld özellikle bayağı sağlam bir bilimkurguya benziyor. İzlemeyenler için Black Mirror’da çok sağlam bir bilim kurgu. Fuller House (Bizim Ev) yeniden çekmeleri güzel bir nostalji olmuş 80’liler iyi bilir bu diziyi.

Listenin gerisine bu linkten ulaşabilirsiniz.

Lost Dizisinde Geçen ve Gizemi Çözülememiş Bir Sır: Genetik Ayna Teorisi (4 8 15 16 23 42)

Lost dizisini izleyenlere çok da yabancı gelmeyecektir bu sayı dizisi.

Bu sayılar aslında ünlü düşünür Marsel Russo’nun genetik ayna teorisini açıklamak için kullandığı sayı dizisi ve her sayının bir anlamı var. Teori, özetle herkesin bir ikizi vardır ancak olasılık değerleri nedeniyle kişi asla ikizi ile karşılaşamaz diyor.

Peki, bu nasıl mümkün ve doğru olma ihtimali var mı?

Gelin, hep beraber inceleyelim bu teoriyi.
(4 8 15 16 23 42) Sayı Dizisi

 

Marsel Russo’a Göre 4 Sayısının Gizemi:

Russo’ya göre dünyadaki her insan, 4 ayrı insan ile birbiriyle bağlantılı. Yani teoride kendiniz ile 4 farklı insan üzerinden tanışma şansınız var. Örneğin kardeşinizin patronunun komşusunun yeğeni, sizin ikizinizi tanıyor.

8 Sayısının Gizemi:
Dünyada günümüzde bulunan kıta sayısını temsil ediyor. İkiziniz ile 8 kıtadan birinde karşılaşma ihtimaliniz var.

15 Sayısının Gizemi:
“İkiziniz ile karşılaşma ihtimaliniz; 4,815,162,342’de 15’tir.” diyor Russo. Yani %0,000000004’ten bile düşük bir ihtimal.

16 Sayısının Gizemi:
Aynı anda ikizi ile karşılaşabilecek maksimum kişi sayısı 16’dır.

23 Sayısının Gizemi:
Russo, “Doğa ana, sizle aynı genetik haritaya sahip bir yeni insan dünyaya getirmek için 23 yıl bekler.” diyor. Yani ikizler, aynı yaşta değil; aralarında 23 yaş fark olacaktır anlamına geliyor bu.

42 Sayısının Gizemi:
“Sizin ve ikizinizin aynı anda hayatta yaşayabileceği maksimum yıldır.” diyor. Bu biraz şaşırtmacalı. Ben, 23 yaşında iken ikizim doğmuş olabilir; ancak o 42 yaşına geldiğinde, ben 65 yaşında öleceğim anlamına gelmiyor. Mümkün; ama böyle olacak diye öngörmüyor teori. Benim ikizim, 15 yaşında ölebilir ve çember başa dönebilir.
Birkaç Garip Teori

Sayılar üzerine üretilen pek çok teoriden iki tanesi de şöyle:

Herhangi bir metin kutusunda, klavyenin alt tuşunu basılı tutarak ‘Num Pad’den bu sayıları (4 8 15 16 23 42) girip, alt tuşunu bıraktığınızda şu işaret geliyor: µ

Bir de sayıların toplamı, 108’e, yani budistlerin tespihlerindeki boncuk sayısına eşittir.
Sayıların Periyodik Tablodaki Eşleri

Elementlerin periyodik tabloda karşılık geldiği sayılara denk düşmektedir.
4: Berilyum >>>>>(be)
8: Oksijen >>>>>>(o)
15: Fosfat >>>>>>(p)
16: Kükürt >>>>>>(s)
23: Vanadium >>>>(v)
42: Molibden >>>>(mo)

BEOPSCMO (Hassiyum):

Simgesi Hs, atom numarası 108 olan, kararlı izotopu bulunamamış radyoaktif element. 1985’te (1+9+8+5 = 23 ) Peter Armbruster ve Gottfried Munzenber’in başkanlığındaki bir takım tarafından elde edilmiştir, Latince’de bir Alman şehri olan Hassias’tan gelir, kullanımı yoktur, doğada bulunmaz.
“4 8 15 16 23 42” ve Lost Dizisi

Bütün Lost severler, bu rakamlarla ilgili paranoyalarını sürdürüyor. Bu numaralarla Loto oynayanlarımız, şifrelerini bu numaralara değiştirenlerimiz .. Ya da çeşitli şekillerde rakamları hayatımıza sokar olduk. Peki neden “4 8 15 16 23 42”? Neden 1 5 90 102 54 falan filan gibi farklı rakamlar değil…

Gelin, bu rakamlarla ilgili akıllarda kalan olayları tekrarlayalım!

4 Sayısı Üzerine

  • Sayid, radyo yayınının bir SAT 4 olabileceğini gruba anlatır.
  • Locke, kazadan önce 4 sene boyunca tekerlekli sandalyeye bağlıydı. Kazadan 4 hafta sonra millet bu gerçeği öğrenir.
  • Sawyer, 4 sene önce bir doğum günü dileği tuttuğunu söylemişti.
  • Charlie ve Claire için aramalar yapılırken, Jack durduk yere saatin 4:00 civarı olup olmadığını sormuştu.
  • Hurley, Charlie’nin Ethan’ı 4 kez göğsünden vurduğunu iddia etmişti.
  • Micheal’ın salında 4 kişilik yer vardı.
  • Ana-Lucia, görev sırasında yaralandıktan sonra 4 ay boyunca danışmada durur.
  • Kaptan Cortez, Jason’ın Ana-Lucia’ya 4 el ateş ettiğini belirtir.
  • Execute bilgisayarına 4 dakika kalmadan hiçbir şey girilmez.
  • Mrs. Toomey, Hurley’e, Sam’ın 4 yıldır ölü olduğunu söylemişti.
  • Kaza saat 4:16’da gerçekleşmişti.

8 Sayısı Üzerine

Claire adaya geldiğinde 8 aylık hamileymiş.
Raymond eşinin 8 yıl önce öldüğünü belirtmişti.
Hurley piyangoyu kazandığında onunla en çok ilgilenen kanal “kanal 8” olmuştu.
Hurley’in Kanada’daki ayakkabı firmasında bir yangın çıktığını ve 8 kişinin öldüğünü söylemişti.
Sawyer’ın babası annesini öldürdüğünde Sawyer 8 yaşındaydı.
Dizide adı geçen Kral Josiah tahta çıktığında 8 yaşındaydı.
Hurley Hurley, 8 kişi için inşa edilmiş ama 23 kişinin bulunduğu bir güvertede yürümüştü.
15 Sayısı Üzerine

Desmond, Jack’e 15 dakika içinde, onun ya çok doğru yada çok yanlış bir şey yapacağını söylemişti.
Michael, salın radarla ilk iletişimi sağlayabilmesi için 15 mil gitmesi gerektiğini söylemişti.
Adada 15 derecelik bir sapma var.
İlk silahtaki toplam mermi sayısı 15’ti.

16 Sayısı Üzerine

Jack ilk ameliyatını 16 yaşında bir kız üzerinde yaptığını söylemişti.
Jack, Kate ve Charlie kazadan 16 saat sonra pilotu buldular
Jack , uçak bileti yetkilisine 16 saat içinde LA’da olması gerektiğini anlatmıştı.
Lenny ve Sam, “Sayılar”ı Hurley ikramiyeyi kazanmadan 16 yıl önce duymuşlardı.
Kaza, 4:16’da gerçekleşmişti.
23 Sayısı Üzerine

Kate’nin başına konan ödül 23.000’di.
Jack’in koltuk numarası 23b
Ölenler için düzenlenen törende,Claire 23C de oturan Howard adlı kişiyi anmıştı.
815 sefer sayılı uçak 23 no’lu gişeden hareket etti
Jack su kavgaları olduğu sıradan toplam 23 litre su içildiğini hesaplamıştı.
42 Sayısı Üzerine

Anna’nın koltuk numarası 42F’ti.
Sezon 2nin ilk bölümünde (ve sadece 1 kereye mahsus olmak üzere) execute ambarının içinde bir ara 42 yazısı gözükür.
Dönen kadran kilit üzerindeki sayı 42’de durmuştu.
Jack’in hastanedeki kimlik numarası 42’ydi
Locke kelime oyunundaki 42. soruyu çözmeye çalışmaktadır.
Dizinin Bir Bölümünde Ekranda Beliren ‘7418880’ Sayısı

İkinci sezonun “Live Together, Die Alone” isimli son bölümünde Desmond’un sevgilisi Penny Widmore için araştırma yapan iki adamı hatırlıyorsunuz. Adamlar dünya üzerindeki elektromanyetik sapmaları incelerken birden bilgisayar ekranlarında bir sapmanın belirlendiğini gösteren bir pencere açılıyor. Açılan penceredeki sayı,“7418880” yani 4 8 15 16 23 ve 42′nin çarpımı.

4 x 8 x 15 x 16 x 23 x42 = 7418880

Dünyanın Sonu İle Alakalı İlintiler

Ünlü matematikçilerin bulduğu insanlığın / Dünya’nın sonunu matematiksel olarak modelleyen bir denklemin katsayılarıdır. (Bunu da ilk bulan Enzo Valenzetti’dir) 1920′lerin sonlarına doğru doğmuş İtalyan asıllı bir Matematikçi Enzo Valenzetti, soğuk savaş dönemi sonrası kurulan Birleşmiş Milletler komisyonunda yaptığı araştırmalarla belli katsayılar alarak (afetler, hastalıklar, gelişen teknoloji v.s.) insanların kesin yaşam süresini dakikasına kadar hesaplamış. Tahmin edersiniz ki bu katsayılar bizim rakamlar! Rakamlar Valenzetti Equation yani Valenzetti Denklemine oturtulup insanın ömrü hesaplanıyormuş.

Bu katsayıların arttırılmasıysa insan ömrünün uzatılması anlamına geliyor. Katsayıları arttırmaya yönelik çalışmalar için Enzo Valenzetti Dharma Initiative’yle çalışmalarına devam etmiş. Enzo Valenzetti kendi yaptığı tek motorlu uçağıyla okyanusu geçmek için çalışırken, okyanusa çakılarak ölür. Kötü olansa denklemindeki sırları kendisiyle birlikte götürür.

Enzo Valenzetti’nin en yakınındaysa Gary Troup bulunmaktadır. Gary Troup Enzo Valenzetti’nin sırlarını tam olarak bilmese de bu konuda en Valenzetti’nin en çok bilgisini paylaştığı kişi olduğu sanılmaktadır. Bu bağlamda Troup, “Valenzetti Equalation” adında bir kitap yazmıştır.

Küçük bir not: Gary Troup, ayrıca “Lost” dizisinde Sawyer‘ın yanında oturan adamdır ve Sezon 2 Bölüm 20‘den itibaren Sawyer’ın komik gözlüğüyle elinde gördüğümüz kitap, Gary Troup’un yazdığı bu “Valenzetti Equalation” kitabıdır. Yine bir rastlantı olacak ki Sawyer, kitabın tamamını okuyamadan Jack, Gary Troup’un kitap üzerine yazdığı notlar olan “Valenzetti Equalatin” kitabını imha etmiştir.